Bilim
2020’de iş görüşmelerini robotlar yapacak
KPMG 48 ülkede 900’den fazla üst yöneticiyle gerçekleştirdiği 2017 İK Dönüşüm Araştırması’nda teknolojinin sektörü nasıl değiştirdiğini araştırdı. Araştırma, alanındaki lider şirketler dahil olmak üzere pek çok büyük işletmenin İK alanında robotik teknolojilere yatırım yapmaya başladığını ortaya koydu. KPMG IK Direktörü Emre Çavuşoğulları, “Robotik teknolojiler, insan kaynaklarındaki dijital dönüşümün önemli bir parçası olarak hızlı bir şekilde İK temel uygulamaları içerisinde yerini almaya başladı. Özellikle operasyonel süreçlerin robotik teknolojiler kullanılarak otomasyonu, operasyonel gider ve maliyetleri düşürüyor, insan kaynakları departmanının şirket içi etkinliğini artırarak daha stratejik çalışmalara odaklanılmasına imkan sağlıyor. Robotik teknolojileri, çalışanlarla ilgili sistemsel veri girişleri, özlük işleri, işe alım, işe uyum ve eğitim gibi insan kaynaklarının tüm temel süreçlerinde kullanılmaya başladı. Robotik teknolojilerin zaman içerisinde yaygınlığının artması bekleniyor” dedi.
Dönüşüm yapmayanlarla uçurum artıyor
Çavuşoğulları şöyle devam etti:
“Global İK devlerinin iş listelerinde büyük veri analizi ilk sıralarda yer alıyor. Bu nedenle veriyi analiz edecek teknolojilere yatırım artıyor. İK departmanlarının teknoloji bütçeleri yükseliyor. Global trendlere uygun olarak, Türkiye’de de alanında öncü kurumlar İK dönüşüm projelerini hayata geçirmede önderlik yapıyor. Bununla birlikte, Türkiye’de şirketlerin yüzdesel olarak büyük kısmı, global insan kaynakları trendlerini yakalamakta oldukça geri kalıyor. Değişime yatırım yapan lider şirketlerle aralarında büyük uçurumlar oluşuyor.”
İK süreçleri yeniden yapılandırılıyor
Türkiye’de insan kaynakları uygulamaları açısından lider kurumların öncelikle iş stratejilerini destekleyen İK Hedef İşletim Modellerini (Target Operating Model – TOM) oluşturduğunu belirten Çavuşoğulları, “Hedef işletim modelleri, temel olarak tüm insan kaynakları süreçlerinin yeniden yapılandırılması ve teknoloji desteği ile otomasyonu üzerine kurgulanıyor” dedi.
Teknolojiye yatırım yüzde 50’nin altında
Çavuşoğulları “İnsan kaynakları liderlerinin büyük kısmı İK teknolojilerinin kullanımını ve dijital dönüşümü önemli bir konu olarak değerlendirmekle birlikte, sadece yarısından azı kurumlarında yakın zamanda teknolojiye yatırım yapıldığını veya yatırım yapılma planının olduğunu belirtiyor” diye konuştu.
Bulut ve büyük veri yönetimine geçiliyor
Bazı şirketlerin bilgi güvenliğini sağlama endişesinin de etkisiyle harekete geçtiğine dikkat çeken Çavuşoğulları şunları söyledi:
“İş süreçlerinin otomasyonu sırasında İnsan Kaynakları Bilgi Sistemleri (HRMS) hayata geçiriliyor ve bu genellikle yerel sürücülerde konumlandırılıyor. Bununla beraber, uluslararası şirketler yurt dışındaki merkez ofisleri ve diğer ülkelerdeki ofisler ile entegrasyonlarını kuvvetlendirmek amacıyla daha çok bulut tabanlı sistemleri tercih ediyor. Sistem otomasyonu sırasında şirket liderlerinin en temel amaç ve beklentilerinden birisi de insan kaynakları açısından veri analizi kabiliyetinin artırılması oluyor. Bu kapsamda, özellikle çalışan sayısının yüksek olduğu şirketlerde büyük veri insan kaynakları yöneticilerinin gündemine girmeye başladı. Şirketler yapacakları büyük veri analizleri ve bu analizlere dayanan modelleme çalışmaları ile insan kaynakları politikalarını şekillendirmeyi ve iş sonuçlarına doğrudan katkı sağlamayı hedefliyor.”
KPMG Hakkında
Denetim, vergi ve danışmanlık hizmetleri sunan ve sektöründeki en büyük dört uluslararası şirketten biri olan KPMG, geçmişi 1867 yılına dayanan, üye firmalar ağı sistemiyle 152 ülkede, 189 binin üzerinde çalışanıyla finansal hizmetler, tüketici ürünleri ve endüstriyel sektörlerden, gıda, perakende, enerji, telekomünikasyon, kimya gibi pek çok sektöre danışmanlık hizmeti veriyor. KPMG Türkiye ise İstanbul merkez ofisinin yanı sıra Ankara ve İzmir ofisleriyle, 1982 yılından beri 1.200’den fazla çalışanıyla her sektörden 4.000’in üzerinde firmaya sektörler özelinde hizmet verirken, rekabette ihtiyaç duydukları endüstriyel trendler hakkında değer yaratan çözümler sunuyor. Detaylı bilgi için www.kpmg.com.tr adresine başvurabilirsiniz.
Bilim
Yeraltında karanlık madde bulunamadı!
Güney Dakota eyaletindeki bir altın madeninin yaklaşık 1.6 km derinliğinde yer alan Large Underground Xenon (LUX) dedektörü, Evren’in 6’da 5’ini oluşturduğu düşünülen karanlık maddeyi tespit etmek için yapılan ilk deneylerde sonuç alamadı.
265 bin litrelik bir su tankının içinde yer alan ‘Büyük Yeraltı Ksenon Deneyi’, olabildiğince parçacık ve dış etkelenlerden arınmış bir ortamda yürütülüyor. 10 milyon doların üzerinde bütçeye sahip olan deneyde, LUX cihazının ilk deneyini tamamladığı ancak karanlık madde izine rastlamadığı belirtildi.
Lawrence Berkeley Ulusal Laboratuvarı’nda çalışmalar yapan ve 2011 Nobel Fizik Ödülü’nün sahibi olan Saul Perlmutter, “Evren’in karakanlık kısmı, fizikte bugün karşılaştığımız en büyük mücadelelerden biri… Aradığımız şeyi karanlık bölge olarak adlandırıyoruz çünkü Evren’deki enerji ve kütlenin ardında ne var hala bilmiyoruz. LUX’un sunduğu ilk veriler, karanlık bölgenin karanlık maddesini bulmak için harekete geçmemizi gösteriyor” dedi.
Karanlık maddenin, neredeyse Evren’in tümünü kapladığı düşünülse de, ne görmek ne de dokunmak mümkün. Karanlık madde, galaksiler ve yıldızlar üzerindeki yerçekimsel etkisi sayesinde varlığını ortaya koyuyor.
-65 DERECELİK DENEY
Bilim insanları, yerin derinliklerinde yapılan deneyler sayesinde, karanlık madde dedektörünü ‘zayıf etkileşimli dev parçacıklar’ (WIMP) dışında her parçacıktan izole etmeyi başarıyor. LUX deneyinde yer alan Brown Üniversitesi’nden Rick Gaitskell, “LUX donanımı dünyadaki en sessiz yere kuruldu… Bu sayede tespit edilmesi çok zor olan ve madde ile çok az etkileşime giren WIMP’lerin tespit edilmesi amaçlanıyor” dedi.
Space.com’un haberine göre, madde ile yerçekimsiz ortamda etkilşime giren WIMP’ler, düşük ve yükek kütleli olurken, LUX düşük kütleli parçacıkları tespit etmek üzere kuruldu. Üç ay boyunca WIMP tespit etmeye çalışan dedektör, geçmişte yapılan tahminlerin aksine hiçbir ize rastlamadı.
LUX ekibi tarafından yapılan açıklamada, “Geçmişte ultra-soğuk silikon dedektörlerde yaşanması muhtemel üç WIMP olayı kaydedildi. Geride kalan 3 ay içinde LUX’ta her 80 dakikada 1 WIMP tespit olasılığı olduğu düşünülüyordu. Ancak hiç sinyal alınmadı” ifadesi kullanıldı.
-65 derece sıcaklıkta, yaklaşık 2 metrelik titanyum tanka doldurulan sıvı ksenon içinde yer alan donanım, kaya bir duvar ve bir su tankıyla örülmüş durumda. Eğer bir WIMP, bir ksenon atomuyla etkileşime geçerse, ışık ve elektron yayıyor. Elektronlar ise etkileşimden daha fazla foton yayıyor. Tankın içindeki çarpışmaları kaydeden dedektör, böylece fotonların sinyali ve parkaklığı ölçülüyor.
Bilim
Uzay turizmi:Son 40 yıl!
Dünya yüzeyinden 36 bin kilometre yüksekte kurulacak istasyona sahip projenin, ana hatları bu hafta içinde belli olurken, bu yolculuğun 1 hafta süreceği tahmin ediliyor. Tokyo merkezli firmaya göre, 2050 yılında hazır olacak uzay asansörünün bir rüya olarak kalmaması için mühendisler hummalı bir çalışma içerisindeler. 1991 yılında keşfedilen çelikten 20 kat daha sert olankarbon nanoboru sayesinde asansör için gerekli olan kabloların üretimini sağlayacaklarını belirten şirketin mühendisleri oldukça umutlular.
Yüzeyden 36 bin km yükseklikte
Obayashinin planına göre yüzeyden 96 bin km yukarı gönderilecek kablo denge ağırlığa bağlanacakken, diğeri yüzeyde kurulacak uzay istasyonuna bağlı olacak. Asansörün 30 kişilik kapasitesi olması beklenirken, 200 km hızla hareket etmesinin planlandığı belirtildi. İçinde yaşam alanı ve laboratuarların olacağı istasyon yüzeyden 36 bin km yüksekte yer alacak.
Obayashi yetkilileri projenin hayata geçebilmesi için karbon nanoboruların maliyetlerinin karşılanması gerektiğini vurgularken, diğer şirketlerle bu konuda ortaklık yapabileceklerini de söyledi.
Bilim
Kayseriye Uluslararası Bilim Merkezi kuruluyor
Kayseri Büyükşehir Belediyesi ve TÜBİTAKın işbirliği ile Harikalar Diyarına kurulmakta olan Bilim Merkezi, Türkiyede bir ilke imza attı. Harikalar Diyarı Bilim Merkezi, dünyanın belli başlı bilim merkezi birliklerinden ASTC (TheAssociation of Science-Technology Center), ECSITE (TheEuropean Network of ScienceCentersandMuseums) ve NAMESe (The North AfricaandMiddle East ScienceCenters Network) aynı anda üstelik de kurulum aşamasında iken kabul edilen Türkiyedeki ilk bilim merkezi oldu.
ASTC 1973 yılında Amerikada, ECSITE 1993 yılında Belçikada ve NAMES 2006 yılında Mısırda kuruldu. 2013 yılı itibarıyla ASTCnin 40 ülkeden 600, ECSITEın 50 ülkeden 400, NAMESin ise 8 ülkeden 13 üyesi bulunuyor. Üyelik kapsamında söz konusu birliklerle Kayseride konferanslar ve workshoplar düzenlenecek. Ayrıca öğrenci değişim faaliyetleri ve eğitimler gerçekleştirilecek.
Geleceğin bilim adamları yetişecek
Harikalar Diyarı içerisinde 45 bin m² açık, 10 bin m² kapalı alan üzerinde planlanmış olan Bilim Merkezi, yapısı itibariyle her yaştan ziyaretçinin bilime olan merakını uyandıracak. Bilimi, teoriden pratiğe dönüştürecek merkez, geleceğin bilim adamlarını yetiştirmeyi hedefliyor.Harikalar Diyarı Bilim Merkezi, beş duyuya hitap eden deneysel ve uygulamalı sergi ve laboratuvarlar, planetaryum, konferans salonu, kütüphane gibi bölümlerden oluşacak.
-
Mobil2 ay önce
Yeni Samsung Galaxy S10 Ailesi
-
Internet2 ay önce
IPV6 Forum Türkiye Kuruldu
-
Internet2 ay önce
Kablosuz internet ağları korumasız
-
Internet2 ay önce
Online alışverişe çığır açan teknolojiler damga vuracak
-
Mobil2 ay önce
Bill Gates’ten iPad yorumu!
-
Donanım2 ay önce
Google bombayı önümüzdeki ay patlatıyor!
-
Yazılım2 ay önce
e-toplum 18 MAYIS 2018 / 10:27 Defileye gemi getirdi
-
Internet2 ay önce
Steve Jobs Heykeli Rusya’da Dikildi