Analiz
İş sürekliliğinde Treo ile verimlilik dönemi
İş sürekliliğinin sağlanması için günümüzde şirketler, özellikle IT altyapılarına yatırımlar yapmakta, yedekleme, arşivleme ve felaket önleme konularına ağırlık göstermekteler. Kendi içlerinde bu hedef ile özel bulut yapısı oluşturabiliyorken aynı şekilde gerektiğinde uzaktaki bir veri merkezinden de hizmet alarak genel buluttan yararlanabiliyorlar. Aslında buradaki temel hedef tamamen şirketin mevcut yapısının korunmaya çalışılması, veri bütünlüğünün korunması ve işleyişin devam ettirilmesi.
İş sürekliliği konusu özellikle 7×24 hizmet veren kurumlar için vazgeçilmez bir olgu. Yeni müşteri kazanmak yerine müşteri sadakati oluşturabilmek adına müşteri memnuniyetinin sağlanması özellikle kurumların üzerinde durduğu, bütçelerini pazarlama yerine bu alanda kullanmayı tercih ettiği ve daha verimli bir yatırım olmasını sağladığı bir iş yapış biçimi olmuştur. Bunu sağlayabilmek adına Treo Bilgi Teknolojileri müşterilerinin IT altyapılarını oluşturarak, felaket kurtarma planlarını oluşturmak ve hayata geçirmek adına danışmanlık hizmetlerini sürdürüyor.
Çözüm sunulan iş ortaklarından olan AegonEmeklilik ve Hayat A.Ş. IT Müdürü Fuat Satır konu hakkında şu yorumunda şunları söyledi: Değişen piyasa koşulları ve finansal ihtiyaçlara yanıt verecek biçimde etkin, esnek, şeffaf, hızlı ve destekleyici hizmet anlayışımızı, operasyonel süreçlerimize de tam anlamıyla yansıtabilmek adına, sanallaştırma platformlarımızda bir iyileştirmeye gitmenin gerektiğini düşündüğümüz bir dönemde Treo ile tanıştık. Treonun desteği ve sunduğu uzun vadeli ve kapsamlı çözümleri sayesinde bilişim teknolojileri altyapımızda istediğimiz verimlilik ve etkinlik düzeyini tam anlamıyla yakaladığımızı düşünüyorum.
Analiz
Şehirlerin Geleceği ‘Akıllı ve Dirençli Kentler Zirvesi’nde Değerlendirilecek
Kentleşme her geçen gün artıkça operasyon ve hizmetlerin deneyimini iyileştirmek, altyapıları buna göre planlamak gerekiyor. Küresel olarak her hafta 3 milyon kişi kentlere taşınırken, Birleşmiş Milletler‘in tahminlerine göre 2050 yılında dünya nüfusunun yüzde 68’inin kentlerde yaşaması bekleniyor. 44 yıldır bilişimin gücünü akıllı şehir yaklaşımını güçlendirmek ve yaygınlaştırmak için kullanan SAMPAŞ Holding, kentleşmenin ve kentliliğe bağlı sorunların giderek arttığı bir dünyada kentlerin günümüzde ve gelecek nesiller için nasıl daha yaşanılabilir hale getirileceğiyle ilgili çözümleri, 8 Haziran 2024’te İstanbul’da gerçekleştireceği Akıllı ve Dirençli Kentler Zirvesi’nde paylaşacak…
2050 yılına kadar dünya genelinde kentsel alanlarda yaklaşık 2,5 milyar daha fazla sayıda insanın yaşayacağı öngörülüyor. Çok hızlı büyüyen ve gelişen ketlerin akıllı ve dirençli bir hale getirilmesi gerekiyor. Bunun da yolu barınmadan ulaşıma, kamu hizmetlerinden güvenliğe, enerji verimliliğinden çevreye duyarlı sistemlere kadar birçok faktörü içinde barındıran bütünsel bir akıllı şehir vizyonunun planlanmasından geçiyor.
Tüm dünyanın üzerine çalıştığı, gelişmiş ülkelerin büyük yatırımlar yaptığı akıllı ve dirençli kent vizyonunu yakalamak için SAMPAŞ Holding tarafından yerel yönetimlerin katılacağı Akıllı ve Dirençli Kentler Zirvesi düzenleniyor.
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakan Yardımcısı Refik Tuzcuoğlu’nun katılımıyla, 8 Haziran tarihinde İstanbul’da gerçekleştirilecek zirvede bir kentin akıllı ve dirençli olabilmesi için gerekli olan tüm standartlar masaya yatırılacak ve yerel yönetimlerle birlikte incelenecek.
Akıllı şehir yaklaşımını güçlendirmek ve yaygınlaştırmak için 42 yıldır bilişimin gücünü kullanan SAMPAŞ Holding’in Yönetim Kurulu Başkanı Şekip Karakaya konuyla ilgili olarak değerlendirme de bulunarak “Kentlerin ve kentlerde yaşayan insanların ihtiyaçları her geçen gün değişirken değişimlere uyum gösteren, gelişen risklere karşı daha dirençli bir yaşam sunan bir kent anlayışı şekillenmeye devam ediyor. Verinin anlık toplanmasını, analiz edilmesini ve kenti yöneten kararlara yön vermesini sağlayan teknolojiler, insan, doğa ve yapılar arasında kusursuz bir uyum oluştururken, bu duruma dayalı kentlerde yaşama potansiyelimizi de artırıyor.
SAMPAŞ Holding olarak biz, verilerin altyapılarla kesintisiz etkileşime girdiği ve tüm canlıların ihtiyaçlarının anında karşılandığı kentlerin kurulabileceğini biliyoruz. İnovasyonun gücüyle, bugünden başlayarak gelecek nesiller için dirençli ve sürdürülebilir şehirler inşa etmek üzere teknolojiler, politikalar ve insanlar arasındaki uyumu ve bu konudaki bilinci artırmayı amaçlıyoruz.
Bu bağlamda, 8 Haziran’da İstanbul’da Türkiye’deki yerel yönetim idarecileriyle kentlerin geleceğini “Akıllı ve Dirençli Ketler Zirvesi’yle” şekillendiriyoruz.
Analiz
Leica ile birlikte tasarlanan Xiaomi 13 Ultra tanıtıldı
Xiaomi ve Leica’nın mobil görüntüleme teknolojilerinde çığır açan iş birliğinin en son ürünü olan Xiaomi 13 Ultra, özel bir etkinlikle tanıtıldı. 1 inç sensör ve değişken diyafram açıklığına sahip ana kamerayı merkeze alan dörtlü kamera kurulumu, mükemmel renk doğruluğuna sahip ultra kaliteli WQHD+ ekran ve üst düzey amiral gemisi Snapdragon® 8 Gen 2 ile klasik bir tasarımı bir araya getiriyor. Xiaomi, yeni akıllı telefonu Xiaomi 13 Ultra ile kullanıcısına profesyonel kamera deneyimi sunuyor.
Leica’nın Summicron lensinde çığır açan geliştirmeler
Xiaomi ve Leica’nın görüntüleme alanındaki stratejik iş birliğinde çok önemli bir adım daha atıldı. Summicron lensinde yapılan geliştirmeler sonucunda mobil görüntüleme alanında çığır açan bir ilerleme yaşanıyor.
Leica M serisinin optik konseptinden uyarlanan Xiaomi 13 Ultra’nın Leica optik sistemi, kompakt boyutu, geniş diyafram açıklığı, üstün görüntüleme performansı, güvenilirlik ve dayanıklılık özellikleriyle öne çıkıyor. Lens, tasarım hassasiyetini optik sınıra yaklaştırarak nanometre seviyesine ulaşmasını sağlayan ultra yüksek dereceli bir polinom tasarım kullanıyor. Diğer taraftan çok katmanlı kaplama, parlamayı ve gölgelenmeyi büyük ölçüde azaltarak aşırı soğuk ve aşırı sıcak ortamlarda istikrarlı bir performans sunuyor.
Xiaomi 13 Ultra, 12 mm (ultra geniş açı), 23 mm (geniş açı), 75 mm (telefoto), yeni 120 mm’ye (süper telefoto) kadar değişen odak aralıklarını kapsayan Leica optik lenslerden oluşan dörtlü kamera kurulumunun yanı sıra sensör içi yakınlaştırma (In-Sensor-Zoom) aracılığıyla ekstra 46 mm ve 240 mm uzunluklar içeriyor. Akıllı telefonun profesyonel kamera ayarı, tam odak mesafesi esnekliğine ek olarak değişken diyafram açıklığı sunuyor. Daha fazla ışık ve yumuşak, sığ bir alan derinliği sağlayan ƒ/2.0’dan daha geniş bir diyafram açıklığına sahip Xiaomi 13 Ultra’nın üç kamerası daha kısa deklanşör sürelerine olanak tanıyor. Böylece doğal ve kaçırılmayacak anların daha hızlı yakalanmasını sağlıyor. Ultra büyük 1 inç IMX989 sensör ve ƒ/1.9 ile ƒ/4.0 arasında geçiş yapabilen yeni bir fiziksel iki kademeli diyafram açıklığına sahip olan ana kamera, içerik oluşturuculara farklı senaryolara göre pozlamaları özelleştirme konusunda daha fazla özgürlük sunuyor.
Sokak fotoğrafçılarının yaygın olarak kullandığı \”hiperfokal mesafe\” çekim yönteminden esinlenen Xiaomi 13 Ultra, odak noktasını manuel olarak ayarlayarak odaksız fotoğraflar çekmeye ve daha sonra anı yalnızca 0,8 saniyede başlayıp çekim yapmaya olanak tanıyan yeni bir Hızlı Çekim modu da getiriyor.
Çekimden sunuma kadar uçtan uca desteklenen profesyonel kamera özelliği
Xiaomi 13 Ultra, RAW iş akışını tamamen optimize ediyor ve görüntünün dinamik aralığını, ayrıntılarını ve dokusunu en üst düzeye çıkarmak için daha fazla algoritmayı RAW alanına taşıyarak görüntüleme kalitesini önemli ölçüde arttırıyor. Ana kamera 50MP RAW desteğiyle daha yüksek bir görüntüleme çözünürlüğü sunarken, verileri doğrudan bilgi işlem akışından alarak daha iyi çözünürlük ve yüksek dinamik aralık sağlayan çok kareli 14-bit UltraRAW’ı da destekliyor. Adobe tarafından oluşturulan kamera profilleri, post prodüksiyon için daha iyi bir başlangıç noktası sağlıyor.
Xiaomi 13 Ultra, mükemmel renk doğruluğu ve 2600 nit’e kadar maksimum parlaklığa sahip 6,73 inç profesyonel düzeyde WQHD+ ekrana sahip. Ayrıca bu ekran, son zamanlarda piyasaya sürülen Xiaomi cihazları genelinde farklı ekranlarda doğru ve tutarlı renk sunumu sağlamak için mükemmel otomatik renk yönetimini destekleyen yeni CIE 2015 kolorimetrisi temel alınarak kalibre edildi.
Xiaomi 13 Ultra ayrıca, Dolby Vision® ile desteklenen uçtan uca deneyimle, canlı renkler, şaşırtıcı kontrast ve parlaklığın yanı sıra karanlık ve aydınlık alanlarda zengin ayrıntıların panoramik görüntüsünü yakalıyor ve kullanıcılara Dolby Vision®’ı destekleyen UGC topluluklarında kendi yaratıcı içeriklerini paylaşma fırsatı sunuyor.
Kendi geliştirdiği ısı dağıtımı teknolojisi ve Xiaomi Surge Pil Yönetim Sistemi ile ultra hızlı deneyim
Xiaomi Ultra ürün serisinin geleneksel başyapıtı olan Xiaomi 13 Ultra, birinci sınıf bir amiral gemisi deneyimi için bir dizi yenilikçi teknolojinin yanı sıra mevcut en güçlü donanım yapılandırmasını içeriyor.
Xiaomi 13 Ultra, dairesel kamera modülü, tek parçadan oluşan metal çerçevesi ve deri dokulu kaplamasıyla Leica’nın M kamera serisinin klasik görünümünü yansıtıyor. 227 g¹ ağırlığında olan ve tek parçadan oluşan metal çerçevesiyle önceki nesle göre bükülmelere karşı daha fazla dayanıklılık sağlayan akıllı telefon tasarımı, tüm yapı için sağlam bir temel ve daha güvenli bir tutuş sağlıyor. İkinci nesil antibakteriyel nanoteknoloji silikon deri ile kaplı Xiaomi 13 Ultra’nın arka paneli sadece parmak izlerine ve lekelere karşı dayanıklı olmakla kalmıyor, aynı zamanda antibakteriyel ve sararmaya karşı da dayanıklılık gösteriyor. Bakteriyel inhibisyon oranı %99’a kadar ulaşabiliyor ve neredeyse her ortam için mükemmel bir seçim oluşturuyor.²
4 nm teknolojisiyle üretilen en yeni Snapdragon® 8 Gen 2 amiral gemisi işlemciyle donatılan Xiaomi 13 Ultra, performansı en üst düzeye çıkarırken enerji tüketimini de azaltıyor. Cihaz 16GB LPDDR5x’e kadar RAM ve 1 TB’a kadar UFS4.0 depolamanın yanı sıra FBO (Dosya Tabanlı Optimizasyon) desteğine de sahip. Xiaomi 13 Ultra ayrıca 4K 60Hz’e kadar DisplayPort video çıkışı sağlayan bir USB 3.2 Gen 1 arayüzü içeriyor.
Xiaomi’nin kendi geliştirdiği Loop LiquidCool teknolojisi sayesinde, havacılık sektörü düzeyinde büyük toroidal soğutma sisteminin bir akıllı telefonda ilk kez uygulandığı Xiaomi 13 Ultra, \”buhar-sıvı ayrımı\” yapısıyla iç sirkülasyonun \”tek yönlü iletimini\” sağlıyor. Bu, geleneksel VC’lerin üç katından daha fazla eşdeğer termal iletkenlik sağlıyor ve ısı dağıtım kapasitesi 10 W’ı aşıyor. Bu üstün ve gelişmiş teknoloji ile Xiaomi 13 Ultra, ısı nedeniyle kare hızı düşmeden istikrarlı 4K 60fps video kaydını destekliyor.³
Xiaomi Surge P2 Şarj Çipi ve Xiaomi Surge G1 Pil Yönetim Çipini 5.000mAh pil ile eşleştiren Xiaomi 13 Ultra, bir dizi pil sağlık durumu işlevinden yararlanıyor ve pil ömrünü son derece ayrıntılı düzeylerde tahmin edebiliyor. Xiaomi 13 Ultra ayrıca pil azaldığında otomatik olarak tetiklenerek arka plan etkinliklerini sınırlayan ve 60 dakikaya kadar ek bekleme süresi sunan yeni bir Hazırda Bekleme modu içeriyor⁴.
Analiz
Zcash ile Kripto Para Madenciliği Artıyor
Geçtiğimiz Ekim ayında yeni bir kripto para birimi olan ve yaratıcıları tarafından Bitcoin’e göre daha güvenli olduğu söylenen Zcash kullanıma sunuldu. Zcash’in değeri kısa bir süre içerisinde büyük oranda artarken, para birimini üretmek için kullanılan uygulamanın yüklendiği kişisel bilgisayarların sayısında da bir artış gözlemlendi. Uygulama çoğu zaman başka bir yazılım gibi görünerek gizlenirken, kullanıcılar da bilgisayarlarının suçlular tarafından Zcash üretmek için kullanıldığından habersizdi.
Blockchain temelli para birimlerinin en önemli özelliklerinden biri, yeni “bir birim para”nın (coin) özel “madenci” yazılımlar sayesinde ve bilgisayarların işlemci gücünden faydalanılarak yaratılabilmesidir. Aynı zamanda Blockchain konseptine göre ne kadar çok miktarda para üretilirse, tek bir birim paranın üretimi için gerekli zaman ve işlemci gücü de o oranda artar.
Örneğin 2009’da, bilinen ilk ve en popüler kripto para birimi olan Bitcoin yaratıldığında, binlerce birim parayı üretmek için sadece birkaç güne ve orta performanslı bir bilgisayara ihtiyaç vardı. Günümüzde ise tek bir birim Bitcoin üretmek için binlerce yıla, yüksek miktarda işlemci gücüne ve elektrik enerjisine ihtiyaç bulunuyor. Zcash gibi Blockchain temelli alternatif para birimleri için ise bu söz konusu değil.
2009’da Bitcoin ile olduğu gibi, sadece birkaç ay önce kullanıma sunulan ve henüz çok fazla miktarda üretilmemiş olan Zcash için birim para üretmek günümüzde nispeten kolay bir süreç. Fakat Bitcoin’in aksine, Zcash’in değeri neredeyse piyasaya sürülür sürülmez büyük bir hızla arttı. Bir ara Zcash birim fiyatının 10.000 dolar seviyesine ulaştığı görüldü.
Bu gibi gelişmeler Zcash’i siber suçlular için çok cazip bir hale getirdi. Yeni para biriminin yeraltı dünyasına etkilerini gözlemleyen Kaspersky Lab araştırmacıları, Zcash madenciliği için yazılım yüklenmiş 1000’in üzerinde bilgisayar keşfetti. Söz konusu yazılım genellikle Görev Yöneticisi araçları şeklinde gizleniyor, suçlular Zcash madenciliği uygulamalarını torrent dosyaları aracılığıyla, ücretsiz veya korsan yazılımlarla birlikte yayıyordu. Uygulamaların gerçek amacından haberdar olmayan kullanıcılar, bu tür yazılımları bilgisayarlarına gönüllü olarak kuruyor. Geçtiğimiz Kasım ayında, tespit edilen bilgisayarların suçlulara her hafta 6000 dolar kar sağlayacak şekilde Zcash ürettiği ortaya çıktı.
Kaspersky Lab Küresel Araştırma ve Analiz Takımı Baş Güvenlik Uzmanı Alexander Gostev, “Sorun aslında madencilik yapan yazılımın zararlı kategorisine girmemesi ve güvenlik çözümleri sağlayan şirketlerin çoğunluğu tarafından ‘temiz’ olarak tespit edilmesi. Eskiden madencilik botnetleri vardı. Yani kullanıcıların bilgisayarlarını kullanarak Bitcoin üreten yazılımlar bulaştırılmış olan bilgisayarlardan oluşan ağlar. Zamanla, ufacık bir miktar Bitcoin üretmek için gerekli zaman ve kaynağın çok artması sebebiyle Bitcoin madenciliği cazibesini yitirdi ve botnetler ortadan kayboldu. Zcash’in ses getiren ortaya çıkışı bu tarz botnetlerin yeniden dirilmesine sebep olabilir.” diyor.
Bir bilgisayara kripto para birimi madenciliği yazılımı yüklenmesi, kullanıcıların verileri için mutlaka kötü sonuçlar doğacağı anlamına gelmiyor. Fakat enerji tüketimi artan makineler elektrik faturalarına olumsuz yansıyor. Bir başka sonuç ise bilgisayarın RAM’ine çok yüklenilmesi çünkü madencilik yazılımları mevcut belleği %90’lara varan oranda kullanıyor ve cihazların performansını kayda değer ölçüde düşürüyor.
Bilgisayarların Zcash veya diğer bir kripto para birimi için birer madencilik aracına çevrilmesini önlemek için, yasal yazılımların kötü amaçlar için kullanıldığını tespit edebilip bunu engelleyen güvenlik çözümleri kullanmak öneriliyor. Kaspersky Lab ürünleriyle birlikte gelen bu özellik “Tehditler ve İstisnalar” ayarları üzerinden aktif hale getirilebiliyor.
Suçlular tarafından kullanıcıların bilgisayarlarında Zcash üretmek için kullanılan yazılım, Kaspersky Lab ürünleri tarafından aşağıdaki isimler altında tespit ediliyor:
RiskTool.Win64.BitCoinMiner.bez
RiskTool.Win64.BitCoinMiner.bfa
-
Mobil6 ay önce
Yeni Samsung Galaxy S10 Ailesi
-
Mobil6 ay önce
Bill Gates’ten iPad yorumu!
-
Internet6 ay önce
IPV6 Forum Türkiye Kuruldu
-
Internet6 ay önce
Kablosuz internet ağları korumasız
-
Android6 ay önce
Android Oyunu: Radiant Free
-
Oyun6 ay önce
Cebinizdeki IQ oyunu: NumerIQ
-
Internet6 ay önce
Online alışverişe çığır açan teknolojiler damga vuracak
-
Donanım6 ay önce
AMD Ryzen™ 7 İşlemcilerle